A) Bireysel Özellikler
Uyumlu çocukların suçlu çocuklar olmasında muhit bir dezavantaj mı- dır? Erkek çocukların işlediği önemli suçlarda bireysel risk, koruyucu faktörler ve muhit değişkenini içerir. Bu makale suç işlemede muhit ve bireysel özellikler arasındaki ilişkiyi ele alır. Bu çalışma kapsamında Pit- tsburgh şehrindeki suçlu erkek çocukların bir kısmı ele alınmıştır. Araş- tırmanın anahtar sorusu diğer değişkenler kontrol altında tutulduğunda muhit değişkeninin suçun başlangıcı ve yaygınlaşmasında bir değişiklik yapıp yapmayacağıdır. Sonuçlar suç işlenmeye başlanmasında muhit değişkeninin ilk sıralarda etki yaptığını desteklemez.
B) Sosyal Toplum
Muhit değişkeni sosyo-ekonomik bağlamda koruyucu faktörleri yük- sek veya dengeli olan çocukların suç işlemeye başlamasında son sıralarda etki yapar. Bu düşünce bireysel risk özelliklerinin muhit değişkenine kat- kısı olduğu fikrini desteklemez. Çocuk ve ergenlerin ciddi suçları işleme- sinde risk özellikleri ile ilgili değişkenlerle muhit değişkeni aynı oranda yüksektir.
1) Yaşanılan Yerin Sınıflandırılması
Seçilmiş mahallelerin nüfus sayımı değişkenlerinin ortalama
ve aralığı.
|
Veri |
Ortalama |
Aralık |
Gözlemler |
Hane halkı büyüklüğü |
En Düşük |
En Yüksek |
||
Hane halkı büyüklüğü |
2.44 |
1,69 |
3,42 |
89 |
Genç Nüfus |
12,3 |
3,03 |
3,0 |
89 |
Sabit Muhit |
63,0 |
19,0 |
91,0 |
89 |
Çocuklu ve Parçalanmış Aile |
37,5 |
9,00 |
100,0 |
88 |
Ortalama Hane Geliri |
18500 |
2500 |
47500 |
89 |
Yoksulluk Sınırının Altındaki Aileler |
20,1 |
0,00 |
86,0 |
87 |
Kamu Yardımı
Alan Haneler |
17,3 |
0,00 |
72,0 |
89 |
İşsizler |
13,9 |
0,00 |
54,0 |
89 |
Afro- Amerikanlar |
32,5 |
0,00 |
0,00 |
90 |
KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ, TOPLUM ÖZELLİKLERİ VE ANTİSOSYAL DAVRANIŞLAR İLE İLGİLİ ÖNCEKİ ARAŞTIRMALAR
İlgili verilere bakıldığında, çocukların büyük çoğunluğunun kalabalık bir aileye sahip olduğu ve kendilerine ait bir odanın olmadığı görülmektedir. Konuttaki oda sayısının aynı zamanda ailenin gelir durumuyla bağlantısı olduğu açıktır. Gelir durumu arttıkça insanlar daha geniş konutlarda oturmayı tercih etmektedirler. Yapılan pek çok çalışmada da konutun küçüklüğü ve kalabalık oluşu ile gelir dü- zeyinin düşüklüğü arasında doğru bir orantı olduğu bulunmuştur (söz konusu durum çalışmamızda şöyledir; aylık geliri 600 YTL’den az olan ailelerin %60’ı 3–4 çocuğa, %84,6’sı ise 5 ve yukarısı çocuğa sahipken, ay- lık geliri 600–1,5 YTL arası olan ailelerin ise %40’ı 3–4 çocuğa ve %22,2’si 5 ve yukarısı çocuğa sahiptir). Dolayısıyla, kişi başına düşen alanın küçük olduğu ailelerde yaşayan çocukların karşılaştığı sorunlardan biri, genelde sağlıksız bir toplumsallaşma süreci, ders çalışma olanaklarından yoksun kalarak akademik başarının düşmesi ve bunun sonucunda ise öğretmen ve arkadaşlarıyla sorunlar yaşayarak evden ya da okuldan kaçmalarıdır. Böyle bir durum ise, genellikle norm dışı edimlerde bulunan gruplara (çocuk ya da gençlik çeteleri) katılmalarıyla sonuçlanmaktadır. Karşılaşılan diğer sorun ise, aile yaşamında gizli kalması gereken, çocukların şahit olması durumunda onlarda bir takım psiko-sosyal gelişim bozukluklarına yol açan, ebeveynlere ait (tartışma, cinsellik vb.) davranışlardır.
Konuyla ilgili olarak Türkiye’de Sevük tarafından 478 suçlu çocuk üze- rinde yapılan bir araştırmada, çocukların %55,85’inin beş veya daha fazla kardeşe sahip olduğu (Sevük, 1998:50) bulunurken, Yavuzer’in yaptığı araştırmada ise, suçlu çocukların %62,5’inin dört ya da daha fazla kardeşe sahip olduğu ve %79,9’unun ise beş kişilik veya daha kalabalık aileler- den geldiği belirlenmiştir.
İkamet edilen evin mimarisinin çocuk suçluluğunda etkili olduğu yeni denemelerle ispatlanmıştır.
Toplum değişkeni ve ceza kayıtları incelenirken, yetersiz ve yoksul ev- lerden çocuk kaçmayı denemekte, dar yaşam alanı dolayısıyla kavgalar ve gerilimlerin merkezi olabilen böyle bir evdeki genç çetelere katılabilmekte ve onların değer sistemi onun için bağlayıcı olabilmektedir. Bu bakımdan aile durumları ve muhit yapıları, çocuğun yaşamını geren iki kutuptur.
Yine bu denemeler, yüksek bina mimarisinin çocuk düşmanı olduğu veya en azından olabileceği ve mümkün oldukça suçluluğu teşvik edici etki yaptığı görünümündedirler. Saldırganlık şeklinde ortaya çıkan suçluluk davranışları gökdelen çocuklarında, her şeyden önce hayal kırıklıkları ile birlikte sıklıkla gözlendiği ileri sürülmektedir.
Yaşanılan Mekan
New York’lu mimari sosyologu Oscar Newman, bu amacı takip eden ünlü girişimlerine “ savunmaya elverişli yer teorisi” ( Defensible-Space-Theory) dahildir. Newman, 1976’da mimarlar, şehir planlamacılar, inşaat firmalarına gösterme amacı ile yayınladığı kitabında, ikamet bölgesinde güveblik problemine taslağın ve planlamanın başlangıç aşamasında nasıl yönelinebileceğini belirtmiştir. Newman, suçluluktan korunulacak mimarinin gelişiminde tek tek şunları tavsiye etmiştir:
Altıdan dokuza kadar olacak çok aile evlerini tercih edip, gökdelenlerden vazgeçme. iki ya da dört kapıya kadar kısa koridorlu planlama Arsanın çit, bahçe parmaklığı, çalılık vasıtasıyla çevrilmesi (gökdelenler için de tavsiye edilir) Oturanların yer zihniyetlerini kuvvetlendirecek, müşterek tesisler ya- ratma; oyun alanları, yaşlı insanlar için oturma bankları, kuru yerler gibi Görülemeyen yerlerin (yer altı garajları gibi9 kamera vasıtasıyla kont- rolü ve aydınlatılması Dışarının görüntülü kontrolü (yoldan geçenlerin) Kamu ve özel yeri ayırt edecek sembolik bariyerlerin yerleştirilmesi
Newman, bir oturma tesisinin kapalı ve kontrol edilir olmasının (ve de gözetlenmesinin) yüksek başarısızlık rizikosu sebebiyle suçlulara (potan- siyel) korkutucu etki yapacağını ve bu yüzden, buraların önleyici suçlu- lukla mücadele imkanlarına sahip olduğunu belirtmiştir
Sokak Çocukları
Son aylarda basında ve televizyonlarda yer alan bazı suçlar, her gün kavşaklarda oto camı silmek isterken ya da şehrin işlek caddelerinde veya fakültenin kapısında kağıt mendil satmaya çalışırken gördüğümüz sokak çocuklarını gündeme getirmiştir.
TBMM Sokak Çocukları Meclis Araştırma Komisyonunun 2005 yılı araştırmasına göre3, çocuklar ortalama 5 yaşında sokağa düşerken, %40’ı 13-15 yaşları arasında sokakla tanışmaktadırlar. Komisyon çalışmasına göre, İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Bursa, Gaziantep, Antalya, Mersin, Diyarbakır, Şanlıurfa, “gecekondulaşmanın ve dolayısıyla sokak çocuklarının en çok görüldüğü iller arasında gösterilmektedir.