Alternatif
çözüm yöntemleri içerisinde arabulucuk , hukuk dünyasında hatırı sayılır bir
yer edinmeye başlamıştır. Arabulucuk kurumunun temeli aralarında uyuşmazlık
bulunan tarafların bir araya gelerek ortaklaşa çözüm bulması esasına dayanır. Söz
konusu uyuşmazlıkta taraflar ya kendi
kendilerine çözüm bulmaya sevk edilir ya da somut olayın özellikleri tahlil
edilip üzerinde fikirbirliğine varılabilecek çözüm önerileri sunulur.
Gönüllülük
esasının işlerlik kazanması ve arabulucu olarak atfedilen kişinin
bağımsız, tarafsız ve objektif olma kriterleri önem arz eder. Ülkemizde
arabulucu olacak kişilerin, en az 5 yıl süre ile avukatlık yapmış olması şartı
aranmaktadır.
Uyuşmazlıkların çözüme kavuşturma görevi tüm hukuk
sistemlerinde , devlete ait bir görev olarak karşımıza çıkmaktadır. Lakin
özellikle Türkiye şartları göz önüne alındığında , bütün uyuşmazlıkların
çözümünün devletten beklenmesi mahkemelerin iş yükünü ciddi anlamda
arttırmaktadır. Uyuşmazlığın mahkeme dışında çözülmesi daha hızlı, etkin ve
daha az masraflı bir yargılamanın başlangıç noktası olarak görülebilir. Hukuk
sistemleri arasındaki artan etkileşim, kökenleri Fenike Uygarlığına dayanan alternatif
uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin, tarihsel süreçte Anglo-Sakson hukuk sistemini
etkilemesine olanak sağlamıştır. Kıta Avrupa’sında ve Türkiye’de son zamanlarda duyulan ilgide kayda
değer artışlar gözlenmiştir. Her ülke kendi toplumsal şartları neticesinde
karma yöntemler uygulayarak, tarafları arabulucuk kurumuna yönlendirmesi
mümkündür.
Arabulucuk
kurumuna başvuru , tarafların iradeleri ile mahkeme önce bu yönteme başvurabilecekleri
gibi, dava açıldıktan sonrada kendi iradeleri yahut hakimin insiyatifi ile
başvurabilirler. (Bkz. HMK M.237). Bazı ülkelerde yargılamanın zorunlu unsuru
olmasına karşın, ülkemizde iradilik
esasına dayanır ve taraflar istedikleri zaman bu süreçten çekilme hakkına
sahiplerdir.
Arabulucuk faaliyetini gerçekleştirme neticesinde ücret alınması
yükümlüğü bulunmamaktadır,bununla birlikte kanunun lafzından hareketle ,
arabulucuğu üstlenen kişinin ücret ve giderleri isteme hakkı bulunur. (HUAK
m.7/1) .Her ne kadar sözleşme hürriyeti çerçevesinde arabulucuk ücretinin
serbestçe tayini mümkün olsa da mevzuattan kaynaklanan bir takım sınırlamalar
yer alır ve asgari tarifenin altında bir belirleme yapılması durumunda Arabulucuk asgari ücret
tarifesi uygulanır.(AATÜ m.1,2)
Taraflar arabulucuk ücretinden müteselsil
olarak sorumlulardır.Ehemmiyet arz eden bir diğer husus, alınan sonucun
bağlayıcı olmaması buna karşın Avukatlık Kanunu ve Hukuk Uyuşmazlıkları
Arabulucuk Kanunda kararlara ilam niteliği verilmiş olması doktrinde
tartışmalara yol açmıştır.
Sonuç
olarak, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin neredeyse büyük bir
kısmına yabancı olan yargı sistemiz için
zamanla işlerlik kazanması eklenen arabuluculuk ,mevzuatta bir çok eksiliğin
yer almasına rağmen,mali ve ağır iş yükü altında kalan adalet sistemiz için
çözüm odaklı bir yoldur.Özellikle adli yardımdan yoksunluğu giderilip,
menfaatleri özel olarak korunması gereken bireyler dikkate alınmalı, verilen
kararlara icrailik açısından daha büyük önem atfedilmelidir.
Pınar Saruhan